18 Mayıs 2014 Pazar

SOMA ve JAPONYA

SOMA ve JAPONYA

Alnındaki ter damlalarına, kederli ve yorgun gözleri eşlik ediyordu. Gözleri yere eğilmişti. Dizlerinin üzerine oturur haldeydi. Kafasını yerden kaldırıp, odaya girdikleri kapıya doğru baktığında derin bir nefes aldı. Gözlerini hafifçe kıstığının ve alt dudağını ısırmakta olduğunun farkında değildi. Soluk alışları hızlanmıştı. Alnı kırıştı. Nefesi kesildi önce. Ağzı kurudu ama az daha direnmeliydi.

Hafifçe sallandı önce. Her şey en fazla beş, altı saniye almıştı. Gözleri karardı. Öne sağ tarafa yavaşça meyleden vücudu, dikliğini kaybederek kafası üzerine yere doğru yığıldı. Tahta zemine süzülmeye başlayan kırmızılık, ufak bir sel gibi yere yayılıyordu.

Yardımcısı hızla ama işin ruhunun gerektirdiği itina ile anında görevini yaptı. İşi bittiğinde, saygıyla kafasını eğerek yerdekini selamladı.

Samuray boşluğa baksa da, gözlerinde, hesabı şimdilik kendince kapatılmış, onurlu bir yaşamdaki sorumluluğu almanın kararlı bakışları kalmıştı.….”


.   .   .   .   .   .


Alnındaki ter damlalarına, korkulu ve yorgun tavırları eşlik ederken gözleri odanın etrafında hızlıca dolanıp duruyordu. Gömüldüğü deri koltukta sinirli biçimde, hırsla bakarak kafasını çevirip odaya girdikleri kapıya doğru baktığında derin bir nefes aldı. Gözlerini hafifçe kısarken, dalgın bakışları arasında sakal ve bıyıklarını yolduğunun farkında değildi. Nefes nefese kalmış gibiydi. Alnı kırışık, gözleri kısıktı. Nefesi kesildi bir an. Ağzı kurudu ama  direnmeliydi.

Birdenbire silkindi. Kararlı, kendinden emin bir hal aldı. Dikleşti. Suratına masum ve üzüntülü bir maske takmaya çalışırken, aynı zamanda kararlı biri gibi görünüşe bürünmesi en fazla beş, altı saniye almıştı. Kapıya yöneldi.

Kapıdan çıkar çıkmaz, bağırmalar, çığlıklar, feryatlar ve lanet okumalar başladı. Bir ses ve üzüntü selinin önündeki kapaklar kaldırılmış, üzerine doğru geliyordu sanki. Zaman birden hızla ilerlemeye başlamıştı. Gözleri karardı. Selin şiddetinden kaçmak için yanındaki fedai takımıyla birlikte markete doğru sürüklendi. Gerginliği artıyordu.

Kontrolsüzce giderken aniden sağ tarafa eğilen vücudu, panik içinde önünde engel olduğunu düşündüğü birine tokat salladı ve itti. Adam kafası üzerine yere doğru yığıldı.

Feadileri görevini yerine getirmek için hareketlendiler. Ve görevlerini hızlı yaptılar. Zemine süzülmeye başlayan kırmızılık, etrafa sıvanıyordu. Sahiplerine “oldu mu?” dercesine bakıyorlardı.

Yüzünü marketin dışındaki kızgın, kırgın, yorgun ama öfkeleriyle haykıran kalabalığa çevirdiğinde, gözlerinde hesabı kapatılmamış bir geleceğin korkuyla karışık, hınç dolu bakışları vardı.

Kontrol dışı, sık sık aldığı nefesle kin ve hiddet dolu bakışları, her şeyi göze alacağı yıkıcı bir geleceği gösteriyordu. Sinirliydi.


Ancak kalabalık da en az onun kadar kararlıydı ve dışarıda bekliyordu…”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TECRİT, EVDE ZAMANLAR ve SADHGURU’DAN İNCİLER…

TECRİT, EVDE ZAMANLAR ve SADHGURU’DAN İNCİLER… (SIKILMA ÜZERİNE) (Bu yazı 25+ ile -60 yaş aralığına daha uygundur sanıyorum. Dalga g...